Çanakkale Savaşı ülkeler arası savaşın ötesinde bir insanlık sınavı olmuştur. Düşmanı bile olsa zor durumda elin tutan Mehmetçik tüm dünyanın saygısını kazanırken, bir ANZAK askerinin yaptıkları düşman güçlerinin insafsızlığını gözler önüne serdi.
Kanlı Çanakkale Savaşları esnasında her iki taraftan da bir çok kayıp veriliyordu. Şiddetli çarpışmalar kimi zaman saatlerce hatta günlerce aralıksız devam ediyordu. Bazen iki düşman güç arasındaki mesafe metrelere kadar düşüyordu. Her iki tarata sadece bir kaç metre sonrasında kendisini ölümün beklediğini biliyordu.
Kanlı çarpışmaların biraz olsun yatıştığı zamanlarda karşılıklı kısa süreli ateşkesler yapılıyor, cesetlerin kaldırılması için vakit tanınıyordu. Özellikle yaz aylarında cenazelerden çıkan kötü koku ve hastalıkların yayılması için sık sık ateşkes yapılıyor ve cenazeler defnediliyordu.
İki düşman hat arasında bile zaman zaman karşılıklı ateşkes uygulanırken, bir Avustralya'yı askerin yaptıkları on yıllar sonra bile dudak uçuklatıyordu. Kanlı savaşlar esnasında bir Mehmetçiğimizi şehit ettikten sonra kafasını keserek ülkesine götüren bir Avusturalya askeri yıllar sonra ölümüne yakın sakladığı gerçeği açıklamıştır. Askerin ölümü üzerine Anafartalar Aruburnu bölgesinde yatan kahraman şehidimizin başı 18 mart 2003 tarihinde dini ve resmi törenle bugünkü şehit kabrine gömülmüştür.
Çanakkale Savaşı'nda, Gelibolu'da telef olan katırların ad ve numaralarını bile kayıt altına alan Avustralya bu başı Avustralya’ya götüren kişiyi tespit edemediklerini bahane ederek açıklamamıştır. Adli tıbbın “caucasian” yani beyaz ırktan olarak nitelendirdiği bu başı Türk yetkililer Kafkasyalı olarak kabul ettiler ve Devlet töreniyle Tükiye’ye geri getirilmesine izin verdiler.